Allah bize ne kadar yakın? / Kerem Önder
YouTube Viewers YouTube Viewers
739K subscribers
58,755 views
0

 Published On May 28, 2022

. وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِه۪ نَفْسُهُۚ وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَر۪يدِ

“Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından daha yakınız.” Kâf 16


. اِذْ يَتَلَقَّى الْمُتَلَقِّيَانِ عَنِ الْيَم۪ينِ وَعَنِ الشِّمَالِ قَع۪يدٌ

“Üstelik, biri insanın sağ tarafında, biri sol tarafında oturmuş iki alıcı melek de (onun yaptıklarını) alıp kaydetmektedir.” Kaf 17


“Hak Teâlâ, "Andolsun insanı Biz yarattık. Nefsİnİn ona ne vesveseler vermekte olduğunu da biliriz" buyurunca, bu, Allah Teâlâ´ya hiçbir şeyin saklı kalmadığına ve O´nun kalblerdekini bile bildiğine bir işaret olmuş olur. Ayetteki, "Biz ona şah damarından daha yakınız" badesi de, Allah´ın ilminin mükemmel oluşunu anlatan bir ifadedir. "Verîd", içinden kanın geçtiği ve bedenin herbir parçasına ulaştığı damar demektir. Allah Teâlâ, işte insana, ilmi ile, bundan daha yakındır. Çünkü o damarı etin örtmesi mümkündür. Ama Allah´ın ilmini hiçbir şey kapayıp perdeleyemez. Şöyle de denilebilir: Biz, bu husustaki kudretimiz yegâne oluşu ile, insana şah damarından daha yakınız. Onun hakkındaki işlerimiz, hükümlerimiz, tıpkı kanının damarlarında akışı gibi, akar ve geçerlidir.

Refakatteki Melekler Burada, mükellefin (İnsanın) başıboş bırakılmamış olduğuna bir işaret vardır. İmdi biz diyoruz ki: Allah Teâlâ, iki melekten insanın fiil ve sözlerini aldığı vakit, kula, kulun olan damarlarından daha yakın olmuş olur. Buna göre mana, "o iki meleğe, kulun yaptıklarından herhangi birşey saklı kaldığında, kulun halini muhafaza ve kaydetmemiz daha mükemmel ve tam olur" şeklinde olur. Şöyle de denebilir: "Telakki istikbal (karşılama) manasına gelir. Nitekim, Arapça´da, "Falanca, falan süvarileri telakki etti (karşıladı)" denir. Bu izaha göre, ayetin manası şöyle olur: "Onu o iki melek telakki ettiğinde (karşılayıp-aldığında), o kimsenin sağında ve solunda oturan vardır." Buna göre, "Telakki edenler", kulun ruhunu ölüm meleğinden teslim alan iki melek olmuş olur. Bunlardan birisi, sâlihlerin ruhlarını kabirlerinden alır ve o ruhları, neşr (diriliş) gününe kadar, ona sevinç ve sürür verecek yerlerde dolaştırır. Diğeri de kötü kimselerin ruhlarını kabirlerinden alır ve haşr (diriliş) gününe kadar, onları, üzüntü ve sıkıntı veren yerlerde dolaştırır. İşte bu sebeble Cenâb-ı Hak, "O İki melek karşılayıp, insanın bu iki sınıftan hangisinden olduğunu sordukları vakit, ölen o insanın yanında, yani sağında ve solunda oturanlar vardır" buyurmuştur. Bu, "iki melek gelir. Ölen o insanın yanında da, onun amellerini yazan iki diğer melek vardır. Gelenler, o ikisine, bunun hangi cinsten olduğunu sorarlar. Eğer o, sâlihlerdense, sürür meleği onun ruhunu alır ve sevinçli olarak diğer meleğe döner. O melek ise, kendi aldığından ötürü mesrur olmamıştır. Eğer bu adam fâsît-kötü kimselerdense, onun ruhunu da azab meleği alır ve diğerine mahzun olarak döner. O melek ise, kendi aldığından mahzun olmamıştır. Anlattığımız bu hususu, 21. ayetteki "saik" ve "şehîd" ifadeleri de destekler. Buna göre şehîd (müşâhid olan), orada oturan melekler, saik (sevkedip götüren) de, insanın ruhunu ölüm meleğinden alıp, insan yeniden dirilinceye kadar, ruhunun olması gereken yere götüren melekler demektir: Bu mana, bu husustaki iki izahın en meşhuru ve en kolay anlaşılanıdır. Bir kimsenin, "Falancanın sağında oturdum" ifadesinde, o kişiye bir saygı ve ondan çekinme sebebiyle, ondan biraz uzak durmaması vardır. “Biz ona sah damarından daha yakınız” yani bedeninin organlarına ve cüzlerine yayılan damarlarından daha yakınız. Halbuki melek ondan ayrıdır (mesafelidir). Dolayısıyla bizim onu bilmemiz, yazan (kâtibin) bilgisinden daha mükemmeldir" demektir, takîb "bekçi" olarak yerleştirilen melek muazzam, otoriter biridir ve yazandan ona daha yakındır. Kaid ile Celis demektir.” Razi, Tefsir İnsanların sağ ve sollarında bulunan, yapıp ettiklerini eksiksiz kaydetmekle yükümlü bulunan iki melek bu işi, “hâşâ Allah bilsin veya unutmasın diye değil”, kullar için bir belge olsun diye kaydetmektedir. Onlar bu kayıt işlemini yaparken, insana kendinden daha yakın olan Allah zaten her şeyi bilmektedir. İlim meclisinde olmak, zaman makinesinde seyahat etmek gibidir. Bilginin verdiği enerjiyle, geçmişe, bugüne ve geleceğe bir anda ışınlanabilirsin.


Web / https://keremonder.com Facebook /   / kereminden   Instagram /   / kerem_onder   Instagram /   / ihramcizaderesmi   Twitter /   / keremonder1   Podcast / https://anchor.fm/keremonder din,ilim,fıkıh,dini videolar,sohbet,sohbetler,dini sohbetler,kerem önder,kerem önder hoca,tefsir,Allah,ilim yayma,ihramcızade,ihramcızade ilim yayma,

show more

Share/Embed