Kalpleri mühürlenmiş olanlar! - Bakara 6-7 tefsiri / Kerem Önder
YouTube Viewers YouTube Viewers
739K subscribers
78,772 views
0

 Published On Oct 8, 2023

00:00 - Giriş
03:50 - Sahte mitolojik tanrılar bile yaratışı sahiplenemedi!
08:26 - Korkutarak uyarmak, nasihat vermekten daha etkilidir!
12:39 - Artık bana Kerem bey hocam diyeceksiniz!
14:25 - John Wick serisinden çıkardığım sonuç?
17:04 - Haftalık 50 bin gelir getiren dövmeci dükkanını kapatan genç!
23:06 - Benim telefonumda ertele tuşu yok!
25:11 - Bu dünya’da başa gelen en büyük bela: Kalbin mühürlenmesi!
29:44 - Çinli tüccari dolandıran Türk! – Tüm dolandırıcı hikayelerini unut!
33:46 - Lies of P oyunu beni yalana zorladı! Hemen sildim!
40:06 - 9 kere düşsen bile 10’uncuya kalk!
47:44 - İntihar etmekten nasıl kurtulurum diye aratırken sen çıktın!



“Küfre saplananlara gelince, onları uyarsan da, uyarmasan da, onlar için birdir, inanmazlar.” Bakara 6

“Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap vardır.” Bakara 7


Küfür (küfr) kelimesinin lugat mânası “örtme”dir, kâfir de “örten” demektir.
Fâtiha sûresinde doğru yolda olanlar, doğru yoldan sapanlar ve Allah’ın gazabına uğrayanlardan söz edilmişti. Bakara sûresinin ilk âyetlerinde doğru yolda olanların (müttaki müminler) en önemli özellikleri dile getirildi. Bu âyetlerden itibaren de doğru yoldan sapanların, Allah’ın gazabına uğrayanların ahlâk ve tutumlarıyla âkıbetleri anlatılıyor.
Kulakları, dikkat ve idrakleri ilâhî irşada kapalı olan inkârcılara nasihat ve uyarının fayda vermeyeceği, uyarıların ancak gerçeği arayan ve Allah kelâmını dinleyenler üzerinde etkili olacağı açıktır.


Sen, müslüman olsunlar dîye İnsanları zorlayacak mısın?" (Yûnus. 99)
Cenâb-ı Hakk, Hz. Peygamber (s.a.s,)'e, artık o iman etmeyenlerden ümidini kessin de kendine sıkıntı vermesin diye,
onların iman etmeyeceklerini bildirmiştir. Çünkü ümidi kesmek, iki rahatlığın birisidir.
"İnzâr", günahlardan menetmek suretiyle, Allah'ın azabından korkutmaktır. Bu ayette müjdeleme değil de inzâr
zikredilmiştir. Çünkü, bir şeyi yapıp yapmamada inzârın tesiri, müjdenin (tebşirin) tesirinden daha güçlüdür. Çünkü
insanın, zararı savuşturma ile meşgul olması, menfaati elde etmek için uğraşmasından daha önemlidir.

Babam Ömer b. el-Hattab bana, Hz. Peygamberin şöyle dediğini anlattı:
"Allah'ın sizin hakkınızdaki ilmi, sizi gölgeleyen gök ve sizi üzerinde taşıyan yer gibidir. Nasıl siz, gökten ve yerden çıkmaya muktedir değilseniz, aynı şekilde Allah'ın ilminden de çıkmaya gücünüz yetmez. Nasıl gök ve yer sizi günah işlemeye sevketmiyorsa, bunun gibi Allah'ın ilmi de sizi o günahları işlemeye zorlamıyor"


Cenâb-ı Hakk, önceki ayette onların iman etmeyeceklerini beyan edince, bu ayette iman etmemelerinin sebebi olan, "hatm"i bildirmiştir.
Onlar düşünmekten yüz çevirip, Allah onlara delillerini serdettiğinde bu delillere ve Kur'ân'a kulak vermeyince, onların bu yaptıkları şey Allah'a nisbet edilmiştir. Çünkü bu yaptıkları şeyin meydana gelişi, Cenâb-ı Hakk'ın, delillerini onlara
serdettiği zamana denk gelmiştir. Meselâ, Allah Berâe (Tevbe) Sûresi'nde; "Bu ayetler, onların kötülüklerine kötülük katmıştır" (Ayet, 125) buyurmuştur. Yani onlar, bununla küfürlerine küfür katmışlardır

Ulemânın bir kısmı, bu ayetin kâfirlerden hususî bir topluluk hakkında nazil olduğunu; Allah'ın, bu dünyada birçok kâfire cezasını peşinen verdiği gibi, onlara da cezalarını peşin vererek, onlara, bu dünyada kalblerini damgalama ve
mühürleme cezasını verdiğini söylemişlerdir. Nitekim, Cenâb-ı Hakk, "Muhakkak ki siz, sebt gününde haddi aşanları bildiniz. Bunun üzerine Biz onlara, aşağılık
maymunlar olunuz!" dedik " (Bakara, 65) ve "Muhakkak ki orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır. Onlar yer yüzünde başıboş dolaşacaklardır. Artık sen, dinden sapmış kimseler hakkında tasalanma" (Maide, 26) buyurmuştur.
Cenâb-ı Hakk, bunlarda kullarının alacakları ibretler ve onların yararına olacak şeyler olduğunu bildiği için, peşin cezalar vermiştir. Bu peşin cezalardan bir kısmı da, kâfirlere vermiş olduğu kalblerini mühürleme ve damgalama cezasıdır.

"İşte bunlar, kalblerine imanı yazmış olduğu kimselerdir" (Mücadele, 22) buyurmuştur. Bu durumda melekler, o mümini severler ve onun için Allah'tan mağfiret taleb ederler...” Razi

"Mü'min bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta belirir. Eğer o günahtan el çeker, Allah'tan günahının
affını dilerse, kalbi o siyah noktadan temizlenir. Eğer günaha devam ederse, o siyahlık artar. İşte Kur'ân'da geçen
'günahın kalbi kaplaması' bu mânâdadır." İbni mace

Web / https://keremonder.com
Facebook /   / kereminden  
Instagram /   / kerem_onder  
X /   / keremonder1  
Podcast / https://anchor.fm/keremonder

show more

Share/Embed